"İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" Stratejileri Çin-Türkiye işbirliğine yeni fırsatları getirecek
2014/10/17
 

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 7 Eylül 2013 tarihinde Kazakistan'ın Nazarbayev Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşmada, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı"nın ortaklaşa inşa edilmesine ilişkin stratejik bildiriyi ilk defa ortaya koydu; Xi Jinping 3 Ekim 2013'te Endonezya Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, Çin'in ASEAN ülkeleriyle deniz üzerindeki ortaklık ilişkilerini iyice geliştirerek "21. Yüzyıl Deniz Üzerinde İpek Yolu"nu birlikte inşa etmeye hazır olduğunu açık bir dille ileri sürdü.

1, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu"nun ortaklaşa inşa edilmesi, büyük stratejik önem taşıyor.

"İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejilerinin ileri sürülmesi, ilgili ülkelerin karşılıklı yarara dayalı ve ortak kazançlı "çıkar topluluğu" ile ortak kalkınmayı ve refahı amaçlayan "kader topluluğu" oluşturmalarına yön vererek, yeni küresel ekonomik ve siyasi düzenin kurulmasını derinden etkileyecektir.

Öncelikle, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri, eşi görülmemiş dev bir pazarın oluşturulması ve ilgili ülkelerin ekonomik gelişmeleri için faydalıdır. Söz konusu stratejiler, tarihte Çin'i Rusya, Orta Asya, Güneydoğu Asya, Güney Asya, Batı Asya, Körfez Bölgesi'ne, hatta Orta ve Doğu Avrupa'ya ilk defa bağlayacaktır. Güzergah üzerinde bulunan ülkelerin çoğu, yeni kalkınmakta olan ekonomik topluluklar ve gelişmekte olan ülkelerdir. Sayısı 30'u geçen, toplam nüfusu 4.4 milyarı aşan ve toplam ekonomik büyüklüğü 21 trilyon dolar civarında olan söz konusu ülkeler, ekonomik kalkınma açısından yükseliş aşamasında bulunarak karşılıklı yarara dayalı işbirliğini yoğunlaştırmak için büyük bir potansiyele sahiptir. "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri, eşsiz bir boyuta sahip olacak dev bir piyasa yaratarak adı geçen bölgelerin, hatta küresel ekonominin gelişmelerini hızlandıracaktır.

İkincisi, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri, İpek Yolu üzerinde yer alan ülkelerin avantajlarını değerlendirerek aralarındaki karşılıklı yarara dayalı ve ortak kazançlı işbirliğini hızlandıracaktır. Halen Çin, İpek Yolu üzerinde bulunan birçok ülkenin en büyük ticaret ortağı, en büyük ithalat pazarı ve başlıca yatırım ülkesi konumunda yer almaktadır. Geride bıraktığımız 10 sene içerisinde Çin ile söz konusu ülkeler arasındaki ticaret hacminin ortalama yıllık artış oranı yüzde 19'a ulaşırken, Çin'in adı geçen ülkelere yaptığı doğrudan yatırımların genel olarak yıllık büyüme oranı yüzde 46'yı bulmuştur. Bu iki rakam, Çin'in aynı dönemdeki dış ticaretinin ve doğrudan yaptığı dış yatırımların ortalama yıllık artış oranlarını çok geride bırakmıştır. 2013 yılında Çin ile İpek Yolu üzerinden geçen ülkeler arasındaki ticaret hacmi 1 trilyon doları geçerek Çin'in dış ticaretinin dörtte birini oluşturmuştur. Bunun yanı sıra Çin'in İpek Yolu güzergahındaki ülkelere yaptığı doğrudan yatırımlar, Çin'in doğrudan dış yatırımlarının yüzde 16'sının payı oluştururken, Çin'in bu ülkelerden aldığı proje ihale cirolarının, dışa yapılan proje ihalelerinin toplam cirosunun yarısını oluşturmuştur. İlk tahminlere göre, önümüzdeki 5 yıl boyunca, Çin 10 trilyon dolar değerinde ürün ithal edecek ve yapılacak dış yatırım miktarı 500 milyar doları aşacaktır. Aynı zamanda yurtdışına seyahat edecek Çinli turistlerin sayısı yaklaşık 500 milyon olacaktır. "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu"nun inşa edilmesi, Çin ve ilgili ülkelerin kendi avantajlarını daha da iyi değerlendirerek yeni karşılaştırmalı üstünlük ve rekabet avantajlarını yaratmak için faydalı olacak olmasının yanı sıra, bölgedeki faktörlerin düzenli ve serbest dolaşımları ve kaynakların verimli kullanımını hızlandırarak birbirini yedekleme ve karşılıklı kazançlı işbirliğini oluşturacaktır.

Üçüncüsü, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri, bölgesel "çıkar topluluğu" ve "kader topluluğu"nun kurulmasına yararlı olacaktır. Orta Asya, Güney Asya, Güneydoğu Asya ve Batı Asya'dan geçecek "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu", Asya-Pasifik bölgesini Avrupa'ya bağlayacaktır. İpek Yolu üzerinde bulunan ülkeler, kalkınma modelinin değiştirilmesi ve gelişme gücü katması gibi ortak görevlerle karşı karşıya bulunarak ekonomik ve ticari temasları yoğunlaştırma ile ekonomik işbirliğini genişletme ortak arzusuna sahiptir. "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu"nun inşa edilmesi, bölgedeki altyapı tesislerinin daha iyi bir hale getirilmesini, ticaret ve yatırım serbestliği ve kolaylılığının daha da yükseltilmesini hızlandırarak kültürel temasları pürüzsüz bir hale getirmenin yanı sıra bölgesel işbirliğini de yeni bir düzeye taşıyacaktır. Ayrıca, bölgede yer alan ülkeler aralarındaki anlayışı ve karşılıklı güveni artıracak stratejilerin inşası, çeşitli ülkelerin el ele vererek geleneksel ve gelenek olmayan güvenlik tehditleriyle mücadele etmek için avantajlı koşulları yaratarak İpek Yolu güzergahındaki ülkelerin barışçıl gelişmesini, bölgenin uyum ve istikrarını ilerletecektir.

2, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri çerçevesinde işbirliği yapmak için, Çin ve Türkiye iyi uygun altyapı ve şartlara sahiptir.

Çin'in ekonomik büyüme alanında kaydettiği dev başarılar ve gelecek için ön görülen büyük kalkınma potansiyeli, Türkiye'yle birlikte "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu"nu ortaklaşa inşa etmesine garanti sağlamaktadır. Reform ve dışa açılma politikası uygulanmasından bu yana, Çin ekonomisinin büyümesine paralel olarak, Çin bugün dünyada 120'den fazla ülkenin en büyük ticaret ortağı ve 70'i aşan ülkenin ise en büyük ikinci ticaret ortağı konumundadır. 2011 yılında Çin'in imalat sektörünün üretim değeri dünyanın yüzde 19.8'e ulaşmıştır, böylece Çin dünyada en büyük imalat büyüklüğüne sahip ülke haline gelmişti. Çin, dünyada 225 kategori ürünün üretim gücü sıralamasında ilk sırada bulunmaktadır. Çin dünyaya yalnız zengin, kaliteli ve ucuz günlük eşyaları ithal etmekle kalmayıp, aynı zamanda daha ileri teknoloji ve donatım da sağlayabilmektedir. Dünyada en çok döviz rezervine sahip olan ülkelerden biri olan Çin, farklı ülkelerle el ele vererek finansal risklerle mücadele edebilmenin yanı sıra, yurt dışına yatırım yaparak acil sermaye ihtiyacı duyan ülkelerle kalkınma fırsatlarını ortaklaşa yakalama gücüne sahiptir. Gelecek 10 yıl içinde Çin'in dünyada piyasa büyüklüğü artışında en hızlı ülke, en büyük ticaret ülkesi ve dünya çapında dışa yatırım yapan en büyük ülkelerden biri haline geleceği tahmin edilmektedir. Çin'de insanlık tarihindeki en büyük kentleşme süreci yaşanacaktır. Dolayısıyla Çin'in kent nüfusu dünyada en büyük ekonomik topluluklardan ABD, Japonya ve Almanya'nın toplam kent nüfusunu geriye bırakacaktır. Bu ekonominin büyümesine güçlü bir ivme gücünü sağlayacaktır. Üstelik, Çin'in resmi para birimi Renminbi, giderek uluslararası ticari ödemelerde, küresel sermaye piyasasında ve global döviz rezervinde başlıca uluslararası para birimi olacaktır.

Türkiye'ye bakıldığında Çin'le işbirliği yapıp "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu"nu ortaklaşa inşa etme siyasi iradesi, ekonomik gücü ve coğrafi avantajları görülmektedir. İlk olarak, başta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakanı Ahmet Davutoğlu olmak üzere Türkiye siyasi arenasında büyük etkilere sahip olan Türk liderler, değişik etkinliklerde "İpek Yolu"nun yeniden canlandırılması isteklerini defalarca tekrar ettiler. Çin tarafından ileri sürülen "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri karşılıklı görüşmelerde mutabık kalınmış ve bu düşünce, iki tarafın işbirliğini pekiştirerek "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu"nun inşa edilmesine siyasi zemin hazırlamıştır. İkincisi, Batı Asya ve Orta Doğu'da en büyük ekonomik topluluk olan Türkiye, küresel ticaret, finans ve proje ihalesi gibi alanlarda belirli rekabet gücüne ve "İpek Yolu"nu yeniden canlandırma kalibiyetine sahiptir. Üçüncüsü, Türkiye "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu"nun inşasına katılımında eşsiz coğrafi avantajlara sahibidir. Asya'yı ve Avrupa'ya bağlayan Türkiye, doğu ve güney sınırlarıyla Ortadoğu ülkelerine bağlanırken, kuzeydoğu yönünde kafkas ülkeleri ve batıda Doğu Avrupa ve Balkan ülkelerinin komşusudur. Kuzey Afrika'ya Akdeniz'den ve Doğu Avrupa'ya Karadeniz'den bakan Türkiye, Rusya ve Orta Asya ülkeleriyle yakın bağlantılıdır. Eskiden "İpek Yolu"nun mutlak güzergahlarından biri olan ve bugün ise Batı Asya ve Orta Doğu bölgelerinde "ulaşım koridoru" olarak adlandırılan Türkiye, eşsiz coğrafi avantajlara sahibi ve "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejilerinin ayrılmaz bir parçasıdır.

Son yıllarda eski "İpek Yolu"nun iki ucunda bulunan Çin ve Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinde göze çarpan atılımlar gerçekleştirildi. Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren projesinin başarıyla tamamlanması, Türkiye'de Çinli işletmeler için iyi bir imajı oluşturdu. 2013 yılında Çin, Türkiye'nin en büyük 2. ithalat ülkesi ve 11. ihracat ülkesi haline gelirken, aynı zamanda Türkiye'nin en büyük 3. ticaret ortağı konumuna yerleşti. Özellikle Türkiye'yle ulaşım ve altyapı tesisleri alanlarında yapılan ve yapılmakta olan bazı işbirliği projeleri, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejilerinin uygulanmasına temel koşulları hazırladı. 25 Temmuz 2014'te Çinli işletmeler tarafından inşa edilen Ankara-İstanbul yüksek hızlı treni resmen hizmete girdi. Bu Türkiye dahil bütün Avrupa ülkelerine Çinli işletmelerin bu konudaki güçlerini göstererek Çinli yüksek hızlı tren işletmelerine prestij kazandırdı. O dönemki Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan açılış töreninde yaptığı konuşmada, Çinli dostlara çalışkanlıklarından, Çin hükümetine ve işletmelerine Türkiye kalkınmasına yaptıkları katkılardan ötürü teşekkür etti. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürü Süleyman Karaman ise, Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren projesinin, Türkiye-Çin işbirliğinde büyük önem taşıdığını ve Çinli işletmelerin teknolojileri ve kalibiyetini açıkça tanıyan Türkiye'nin gelecekte Çinli işletmelerle daha fazla işbirliği yapmayı arzuladığını ifade etti.

3, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu"nun inşa edilmesi, Çin-Türkiye işbirliğine yeni fırsatları getirecektir.

Öncelikle, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri, Çin ve Türkiye'nin el ele vererek Kars'tan Edirne'ye kadar uzanan demiryolu inşasına yeni imkanlar sağlayacaktır. Türkiye'nin en doğu ucunda bulunan Kars kentinden en batı sınırında yer alan Edirne şehrine ulaşacak ve "Doğu-Batı Yüksek Hızlı Demiryolu" olarak adlandırılan bu demiryolu hattının toplam uzunluğu 2 bin kilometre civarında olacaktır. Toplam yatırım miktarının 30 milyar dolardan fazla olacağı öngörülen "Doğu-Batı Yüksek Hızlı Demiryolu" projesi, Türkiye hükümeti tarafından son yıllarda büyük bir güçle hızlandırılan programlardan biridir. Bu demiryolu hattı, tamamlandıktan sonra inşa edilmekte olan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattına bağlanarak "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejilerinin doğal parçası haline gelecektir. Böylece, Çin'den başlayıp Orta Asya üzerinden geçerek Türkiye ve Avrupa'ya ulaşacak demiryolu hattı, Trans-Sibirya Demiryolu'ndan 2 bin kilometre daha kısa olacak, deniz taşımacılığına göre yarım nakliye süresi tasarruf edilecektir. 21. Yüzyılda en büyük stratejik öneme ve ekonomik anlama sahip olacak projelerden biri haline gelecek bu yeni "Avrasya Köprüsü", Doğu Asya'nın kaliteli ekonomik ürünleri ile Orta Asya ve Batı Asya ülkelerinin zengin enerji ve maden kaynaklarını bir araya getirerek büyüklüğü trilyon dolarları geride bırakacak dev bir piyasa oluşturmanın yanı sıra, Orta Asya ve Orta Doğu'nun, hatta dünya ekonomisinin büyümesini hızlandıracak ve dünya ekonomisinin yeni kalkış noktası olacaktır.

Çin ve Türkiye "Doğu-Batı Yüksek Hızlı Demiryolu" işbirliğinde halihazırda önemli ilerlemelere imza attılar. Son yıllarda iki ülkenin liderleri görüşmelerinde altyapı tesisleri inşasının pekiştirilmesine ve özellikle demiryolu alanındaki işbirliğine ağırlık verdiler. 2010 yılında Çin Demiryolu Bakanlığı ile Türkiye Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yüksek hızlı demiryolu işbirliği konusunda hükümetler arası anlaşmaya imza attı. Çinli işletmeler ve bankalardan oluşan birlik topluluğu, Türkiye'nin ilgili birimleriyle "Doğu-Bat Yüksek Hızlı Demiryolu" proje işbirliğinde istişarelerde bulunmaya başladı ve bu konudaki çalışmalar hızla ilerliyorlar.

İkincisi, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri, Çin ve Türkiye'nin ekonomik ve ticari işbirliğini derinleştirmesi ve "dört koridor" oluşturması açısından güzel bir gelecek planı çizdi. Türkiye'nin istatistiklerine göre, 2013 yılında Çin ve Türkiye arasındaki ticaret hacmi 28 milyar doları geçti; Çin Türkiye'nin en büyük 3. ticaret ortağı haline geldi; Çin'in Türkiye'ye yaptığı finan dışı doğrudan yatırım 190 milyon dolara vararak 2012 yılına göre yüzde 697.1 arttı; Çin'in Türkiye'ye yönelik toplam yatırımları 660 milyon doları aştı. Çin'in Türkiye'ye yaptığı yatırım büyüklüğü aşırı derecede artmakla kalmayıp, aynı zamanda yatırım alanları geleneksel maden sektöründen adım adım ulaşım, tarım ve enerji alanlarına yayıldı. İki tarafın başarılı ekonomik ve ticari işbirliği temelinde, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri, iki ülkenin işbirliği potansiyelini daha da değerlendirmesine fırsat sağlamaktadır. İki taraf arasında ulaşım, santral inşası, ekonomik ve ticari işbirliği bölgesi ile kültür ve turizm alanlarında dev işbirliği potansiyeli mevcuttur. Bu nedenle, "Doğu-Batı Yüksek Hızlı Demiryolu" inşa edilmesiyle Türkiye "ulaşım koridoru" haline getirilebilecektir. "Doğu-Batı Yüksek Hızlı Demiryolu", Türkiye'nin en doğu ucundan en batıya uzanarak "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu"nun inşası için büyük önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri, iki tarafın işbirliğiyle "Doğu-Batı Yüksek Hızlı Demiryolu" inşasına yeni fırsatlar getirecektir. Çin ve Türkiye'nin işbirliğiyle "Doğu-Batı Yüksek Hızlı Demiryolu" inşası hızlandırılarak "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri çerçevesinde "erken hasat" gerçekleştirilecektir. Santralin inşasına öncelik verilerek "enerji koridoru" oluşturulmalıdır. Hızlı büyüyen ve yeni kalkınan ekonomik topluluk olarak, Türkiye büyük enerji ihtiyacı içerisindedir. Aynı zamanda bölgesel elektrik merkezi olma arzusuna sahip olan Türkiye, son yıllarda terminal santral, hidroelektrik santrali, hatta nükleer santrali ve yeni enerji santrallerini var gücüyle hayata geçiriyor. Bu, fazla kapasiteye sahip olan ve iç piyasa doygunluğuyla karşılaşan Çinli işletmelere eşi görülmemiş fırsatlar sağlamaktadır. İki taraf kendi avantajlarını değerlendirip karşı tarafın ihtiyaçlarını karşılayabilecektir. Ekonomik ve ticari işbirliği bölgesinin kurulması hızlandırılarak "yatırım koridoru" inşa edilmelidir. Türkiye Ekonomi Bakanlığı dahil olmak üzere birçok kurum, Türkiye'nin kendi topraklarında Çin ekonomik ve ticari işbirliği bölgesinin kurulmasını olumlu karşıladığını defalarca ifade etmiştir. "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı" ve "21. Yüzyıl Deniz Üzerinden İpek Yolu" stratejileri, Çin-Türkiye işbirliğinin sonucunda ekonomik ve ticari işbirliği bölgesinin bir an önce kurulmasına imkan yaratacaktır. Turizm, sinema ve televizyon gibi sektörlerde işbirliğinin güçlendirilmesiyle "kültür koridoru" inşa edilmelidir. Türkiye dünyada en büyük 6. yurtdışı turizm hedef ülkesi konumunda yer alırken, Çin dünyada en çok yurtdışına turist gönderen ülke ve en büyük 3. turizm piyasasıdır. Aynı zamanda Çin dünyada en büyük 3. sinema üreticisi ve en büyük 2. sinema bilet satış piyasası sahibidir. Televizyon dizilerinin üretim sayısı ve izlenme oranı olumlu görülmüştür. Buna paralel olarak, Türk filmleri ve televizyon dizileri, kaliteli yapım ile uluslararası ödüllerde kendi isimlerini defalarca yazdırmıştır. Çin ve Türkiye arasında turizm, sinema, televizyon alanlarında değişim, seyahat turları ve uçus seferlerinin artırılması, kültürel temas alanlarındaki işbirliğinin dev potansiyelleridir.

中华人民共和国驻土耳其共和国大使馆 版权所有 京ICP备06038296号 京公网安备110105002097
http://tr.china-embassy.gov.cn