Türkiye, radikalcilerin Türkiye üzerinden Suriye'ye gittiğini doğruladı
2015/07/28

CCTV son günlerde “Suriye’de eğitim gören bir teröristin yaşadıkları” haberini yayınladı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı da bazı radikalci uygurların Cihat’a katılmak için Türkiye üzerinden Suriye’ye gittiğini doğruladı.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı yetkilileri TRT’yi ziyaretleri sırasında, Türkiye-Çin dostluk ilişkisinin önemini vurguladı. Bunun dışında, Ankara’nın “Tek Çin” politikasında ısrar ettiğini, Çin’in egemenliği ve toprak bütünlüğünü koruduğunu, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’ni Çin’in topraklarının bir parçası olarak gördüğünü belirtti.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı yetkilileri özellikle Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nden bazı uygurların sözde Cihat’a katılmak için Türkiye üzerinden Suriye’ye gittiğini anlattı.

Aynı zamanda, CCTV son günlerde bir Uygurlu şüpheli Ekber’in anlattıklarına yer verdi.

CCTV’nin son günlerde yayınladığı “Suriye’de eğitim gören bir teröristin yaşadıkları” haberinde, şüpheli Ekber kamera karşısında pişmanlıkla dolu göz yaşları döktü: “Yurtdışında okuyacağım diye ailemi kandırmıştım. Onlar bana büyük umut bağlamıştı. Ama ben Suriye’ye (terör konusunda) eğitim görmeye giderek onları hayalkırıklığına uğrattım. Onlara ‘Annem, lütfen beni affedin’ demek istiyorum.”

Sene başından beri, Çinli polisler Çin’e dönen çok sayıda teröristi yakaladı, çok defa şiddet ve terör girişimlerini tespit edip engelledi. Ekber, Suriye’de “Doğu Türkistan İslam Hareketi” terör örgütü tarafından şiddet ve terör saldırısı konusunda eğitildikten sonra, Çin’e dönüp Çin’de suç işlemeye hazırlanan ele başlardan biridir.

2013 yılı başında, Ekber yurtdışında “Eli” adını kullanan bir erkekle tanışmıştı. Kendini dini alim olarak gösteren Eli’nin, ona en çok anlattığı şey, şiddet ve terör yoluyla nasıl “din için kendini feda ederek cennete gidilebileceği” idi.

Ekber’in itiraflarına göre, Eli aslında uluslararası terör örgütü “Doğu Türkistan İslam Hareketi”nin bir üyesidir.

Eli’nin körüklemesiyle Ekber birçok ülkede aktarma yaptıktan sonra Türkiye’ye gelmişti, “Abdurrahman” takma ismini kullanarak talimat bekliyordu. İstanbul’dayken, Ekber Eli’den Cihat talimatı almıştı. Eli’nin organizasyonuyla Ekber ve beraberindeki bir kişi, birlikte Suriye’ye kaçak yolla girmek üzere Türkiye- Suriye sınırında bulunan Antakya’ya gitmişti.

Ekber “Biletçi gerçek isimle kayıt yapılmasını istedi. (Eli) onlara takma isimlerimizi söylememi istemişti. Bu yüzden biz takma isim kullanarak bilet aldık” dedi.

Ardından Ekber bir Türk aracılığıyla, silah kaçakçılığı yapan Suriyeli bir örgütle temas kurmuştu. Türkiye- Suriye sınırında bu Suriyeli örgüte teslim edildğinde, ellerinde bulunan az sayıda paraların tamamına el konmuştu.

Kaçak yolla Suriye sınırına girdikten sonra, Ekber bir silahlı örgüte alınıp askeri eğitim görmeye başlamıştı.

Ekber “Şimdi o zaman yaptıklarım aklıma gelince çok pişman hissediyorum” dedi.

“O zaman yaşam koşulları çok berbattı. “Cihat” videoları izlediğim için herşeyin hazır olacağını zannetmiştim, o düşünce ile gitmiştim. Ama gerçek tam tersi çıkmıştı, oranın yaşam koşulları çok zordu, yedi sekiz kişi küçücük bir odaya sığıp uyuyordu. Yağmur yağarsa yer çok çamurlu oluyor, dışarı çıkılamıyordu, sadece evde kalınabiliyordu.”

“Orada konuşabilecek kişi de bulunmuyordu.”

Silahlı örgütte bulunduğu günlerde, Ekber’in şüphesi giderek çoğalıyordu. Onun dediğine göre, elbiseler bir Arap tarafından getiriliyordu, eski elbiselerdi, herkes yarışırcasına elbiseleri kapmaya çalışıyordu; Yediğimiz konserve dana eti Avrupa’dan geliyor, ambalajında hiç Helâl simgesi bulunmuyordu.

“Biz müslümanlar bu konuya çok önem veriyoruz. Bunları görünce bir türlü anlam veremiyordum. Burada biz başkalarına dayanarak hayatta kalmaya çalışıyorduk, başkaları ne veriyorsa onu giyiyorduk, onu yiyorduk. Herşeyimiz başkalarına bağlıydı. Bu konuya gerçekten anlam veremiyordum.”

Üç ayı aşkın süredir Ekber silah kullanımı ve patlayıcı üretimi konusunda eğitim görüyordu, sonra Eli’nin körüklemesiyle Çin’e dönüp bombalı terör saldırısı düzenleme isteği duymuştu. Ardından kaçak yolla Türkiye’ye döndü ve bu sene başında Çin’e sızıp uygun gördüğü zaman bombalı terör saldırısı düzenlemeyi planladı.

Ekber “Shijiazhuang şehrinde para kazanmak için patlatıcı malzemeleri araştırıyordum”, “Bombalı saldırı düzenlemeyi planladığımız hedef Shijiazhuang’daki bir mağazaydı, planım önce Shijiazhuang’a gidip bir grup insan yetiştirmek, sonra onların başka yerlerde patlama olayını gerçekleştirmelerini organize etmekti” dedi.

İki gün sonra, Ekber yurtdışında kullandığı Talkbox uygulamasıyla Eli ile görüşüp sağ salim Çin’e döndüğü haberini vermişti. “Doğu Türkistan İslam Hareketi” ona “Sağ salim dönmüşsen iyi” diye cevap vermişti.

Kimsenin bundan haberi olmadığını zanneden Ekber, terör saldırısı planını daha hayata geçirmeden polisler tarafından yakalandı. Bundan önce, annesi ve babası oğlunun yurtdışında okuduğunu sanıyordu. Gözaltında tutuklu olduğu süreçte, Ekber’in Kaşgar’da oturan babası onu ziyarete gittiği sırada yolda aniden rahatsızlanması sonucu hayatını kaybetti.

“Annem ‘Anneciğim, lütfen beni affedin’ demek istiyorum.” Kendisi yüzünden kendisine ve ailesine verdiği zararın karşısında, Ekber nihayet sözde “cihat”ın kime zarar verdiğini fark etti.

Ekber “Benimle aynı yaşta olan gençlere ‘Okula gidenler olsun, benimle aynı düşüncelere sahip gençler olsun, siz kolay kolay gördüklerinize (Şiddet ve terör ses kayıtları ve videolarına) inanmayın, duygularla değil, mantıkla karar verin’ demek istiyorum” dedi.

中华人民共和国驻土耳其共和国大使馆 版权所有 京ICP备06038296号 京公网安备110105002097
http://tr.china-embassy.gov.cn